.

.
.

3 Aralık 2017 Pazar

KASIM OKUMALARI

Aralık ayı geldi biz ne olup bittiğini bile anlamadan. Üzerime henüz yeni yıl coşkusu konfetileri atılmadı, mal gibi bakıyorum takvime. Dün kendimi "Yılın ilk ayı Ocak/Kar yağar kuca kucak" diye şarkı söylerken yakaladım, ilkokulda öğrenmiştim. Hafızama tüküreyim Kasım hariç tüm ayları hatırladım. Mesela "Aralık yılın sonu/Soğuğu enikonu" uygun görülmüş sonuncumuza. Kasımda tık yok gelgelelim, ne yapsam hatırlayamıyorum. En sevmediğim ay olduğu için bilinçaltı silmiş olabilir mi Freud Bey, bir açıklama alsak sizden. Okuduğum kitapları hatırlıyorum ama o kadar da değil yani Kasımla aramızdaki soğukluk. Çok işlek bir okuma yapamadım, başladığım kitapla arama birtakım etkinlikler, hastalıklar, zorunlu bir takım işler girdi ama yine de 11 kitapla rekolte fena değil. An itibarıyla 119. kitabımı okuyorum, bu yıl Goodreads'ta hedef olarak 130 kitap belirlemiştim ama ulaşabilir miyim bilmiyorum, zaman ve şartlar gösterecek. Şimdi gelelim Kasım kitaplarına:


-Selçuk Altun'u ilk kitabı"Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir" çıktığından beri takip ederim. Sözkonusu kitabı okuduğumda, "Bu nasıl bir şey ya, tam benlik" demiş ve yeni bir kitabının çıkmasını sabırsızlıkla beklemiştim. Zira kitapta benim ilgi alanıma giren her şey vardı; kitaplar, ressamlar, arkeoloji, şiir, İstanbul, tarih vs vs. Selçuk Altun'un okuma hayatıma girmesiyle "estet", "bibliyofil", "serendipity" gibi birtakım kavramlar da onunla birlikte gelmişti. Kitaplar ardı ardına geldikçe Selçuk Altun tarzı" diye bir şey oluştu. Önünüze kapaksız, yazarı belli olmayan bir metin koysalar okuduğunuz anda konunun gidişinden, imla işaretlerinin kullanılışından, değişmeyen bazı kalıplardan ve kavramlardan Selçuk Altun kitabı okuduğunuzu anlardınız. Gel gör ki bir süre sonra kitapların sonunu da tahmin etmeye başladık, öylesine benzer ögeler, öylesine benzer kahramanlar ve olay örgüsü. Son kitabı "Ardıç Ağacının Altında"yı eski bir dosta rastlamış gibi aldım, lakin konu yine benzer, yazım tarzı yine benzer ve kitabın sayfaları arasından üstünüze üstünüze gelen gelen kibirin düzeyi artmış. Yeter dedim, "Doğarken ağladı insan/Bu son olsun, bu son". Gerçek hayatta kibre tahammül edemezken bir de yazarın kitabıyla püskürtmesine sabrım yok. Selçuk Altun devri bitmiştir benim için ama şunu söyleyim ilk kez okuyorsanız çok ilginç gelecek, hele de kitaplara ve sanat tarihine düşkünseniz bayılacaksınız. Lakin gedikli bir Selçuk Altun okuyucusu iseniz benim gibi vedalaşmanız çok mümkün. Yine de ilk kez okuyacaklar için yukarıda sözettiğim ilk kitabı öneririm. 
Not: "Seredipity"nin keşke Türkçe tam karşılığı olsa, aranmazken karşınıza çıkan güzellik anlamında. 


-Mehtap Ceyran'ın "Mevsim Yas"ı bir uzak zamanlar ve yakın ama uzak coğrafyalar kitabı. Ana tema Güneydoğu'da bir dönem artan kadın intiharları, arka planda ise o dönemde yaşanan olaylar küçük bir kızın gözünden anlatılıyor. Adı gibi yas dolu bir kitap, tekinsiz, umutsuz.


-"Kuzeyli Annem" Jean Louis Fournier'in son kitabı. Yazarı engelli çocuklarını anlattığı "Nereye Gidiyoruz Baba?" ile tanımış ve kitabı okuduğumda adeta çarpılmıştım. Kara mizah ancak bu şekilde kullanılabilirdi. Derken ardarda diğer kitapları geldi; babasını, ölen karısını anlattığı, Tanrı'nın insanlarla dalga geçtiği kitaplar. Aile bireyleri içinde tanımadığımız bir annesi kalmıştı "Kuzeyli Annem" ile onunla da tanışmış olduk. Diğerleri kadar çarpıcı değil, biraz zorunluluktan yazılmış sanki ama yine de yazarın zekice kurgulanmış cümlelerini okumak keyifliydi. 


-Ian Mc Ewan son zamanlarda tiryakisi olduğum bir yazar, en çarpıldığım kitabı "Çocuk Yasası" olsa da diğerleri de pek ondan geri kalmıyor. "Fındık Kabuğu" YKY'den yeni çıktı, bir fetüsün ağzından anlatılan ilginç bir cinayet öyküsü okuyoruz, konu ve anlatım şahane, Mc Ewan bu işi iyi biliyor. Okumalısınız...


-Yazar arkadaşım olduğu için değil gerçekten çok severek okuduğum için önereceğim bu kitabı. "Yüksekten ve Paraşütsüz" ilk kitap olamayacak kadar yetkin. İronik bir dille  kaleme alınan Serpil'in maceralarını okurken yüzünüzde kocaman bir gülümseme oluşacak. Hem belki de anlatılan sizin de hikayenizdir, bence okuyun...


-Bu yaz okuduğum en iyi kitaplardan biriydi "Müzik Uğruna". Bundan hareketle yazarı Ketil Bjornstad'ın başka kitaplarını aradım ve "Düşüş" çıktı karşıma. Sulh yargıcı Erling Fall'ın eşinden boşanmasını bir türlü hazmedememesinin sonucunda girdiği arayışlar anlatılıyor kitapta. "Müzik Uğruna" kadar olmasa da ilginç bir kitap.


-Hande Birsay "hihieved" adlı çok takipli instagram  üyeliğiyle tanıdığım bir kişi idi. Kitap Fuarı'nda tanışıklık sanaldan gerçeğe dönüştü. Kitapta yazılanlar benim için çok geçmişte kalmış bir durumun konusu olsa da Hande'nin dilindeki ironi kitabı bir gecede ilgiyle okumama sebep oldu. Taze anne çevre baskılarını öyle ince bir zekayla dillendirmiş ki bir zamanlar aynı baskıları ve güçlükleri yaşasanız da suratınıza oturan kocaman gülümseme ile hatırlıyorsunuz. "Emiyor mu?" bebek bekleyen anneler, lohusalar, yeni anne olmuşlar ve zamanında aynı güçlükleri yaşamışlar için çok okunası...


-Zafer Algöz oyunculuk hayatı boyunca yaşadığı eğlenceli olayları kaleme almış "Haşırt Dı Bilekbord"da. Anılarda kalan sanatçıları hatırlamak hoş oldu, yer yer gülümsemek de garantili. Vakit geçirmek için bir ara sıcak, okuyup okumamak keyfinize kalmış...


-Algan Sezgintüredi kahramanları Vedat ve Tefo olan polisiyeleriyle tiryakisi olduğum bir yazar, yeni kitabını sabırsızlıkla bekliyorduk ama o bir sürpriz yaparak polisiye yerine bilimkurgu yazdı. "Süperben" bilimkurgunun yanısıra  fantastik ve ironik bir roman aynı zamanda. Küçük bir sahil kasabasında kendi halinde yaşayan Cengiz'in bizden iyilere(!)-spoiler vermeyeyim-karışarak süperkahramana dönüşmesini ben çok eğlenerek, keyifle okudum. Lakin bilimkurgu ve fantastik tarzım olmadığından yeni polisiyelerini beklediğimi söylemeden geçemeyeceğim. Bu tarzı sevenler için ideal...


-"Filin Yolculuğu" Jose Saramago'nun aynı adlı kitabından Joao Amaral tarafından uyarlanmış bir çizgi roman.  Lizbon'dan Viyana'ya doğru bakıcısı Subhro ve ardından gelen uzun bir konvoyla yolculuğa çıkarılan fil Solomon'un hikayesi şahane çizimlerle anlatılmış. Fil ve bakıcısı ise başlıbaşına bir olay. Daha detaylı bir okuma için Saramago'nun kitabına başvuracağım.


-Trajik yaşamı ve intiharıyla tanınan Amerikalı şair ve yazar Sylvia Plath edebiyatçılığının yanısıra resim alanında da kendi çapında çalışmalar yapmış. Bu kitap ölümünden sonra kocası Ted Hughes tarafından biraraya getirilen çizimlerini içeriyor. Çizimlere ilaveten Plath'ın kocasına, annesine ve çocuklarına yazdığı bazı mektuplar da yer alıyor. Sylvia Plath seviyorsanız ilginizi çekebilir. 

Yılın son ayının kitaplarında görüşmek üzere...

4 yorum:

  1. https://www.dersimiz.com/cocuk-siirleri/12-Ay-Siiri-3.html

    Kasımda yağmur bol,
    Üşüme dikkatli ol.
    Çenebaz

    YanıtlaSil
  2. Ay bu yapılır mı Leylak dalı.Okuma listemin sonuna yaklaştım derken,şimdi bu kitapları listeye almadan nasıl yaparım.Ama ama acımasızlık buu 😉😊😇

    YanıtlaSil
  3. bu sefer de Fındık Kabuğu ve algan Sezgintüredi'yi kendim için, Emiyor mu'yu da yeni doğum yapan yüz milyon arkadaşım için kaydettim :))
    Teşekkürler Leylak Dalı <3

    YanıtlaSil